Bankaların, bir vatandaşın ne kadar geliri olursa olsun 5 bin Euro dispo (borç sınırı) koyması ve bunun için dahi teminat istemesi, Almanya ve Avrupa'daki firma ve işletmeciler için tam bir zulüm ve işkence anlamına gelmektedir. Almanya ve Avrupa'da yıllardır sıfırdan başlayıp ekenomik güç haline gelen iş adamlarımızın çabasında bir katkıları olmadığı gibi gelinen aşamada engel teşkil eder oldular.
Almanya'daki Türk banka yetkililerinden katı kurallarla iş dünyasına eziyet edeceğine yeni vizyon ve hedefler gösterip öncülük etmeleri beklenmektedir.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakanımız Binali Yıldırım'dan bu konuda gurbetçi iş adamlarının önünü açmaları için gerekeni yapmalarını bekliyoruz.
Bu bankaların Türkiye merkezleri ise bu katı tutumlarını acilen gözden geçirerek bu sorunları acilen çözmeleri gerekmektedir.
Bankacılık ülke ekenomisi ve iş dünyasının şaha kalkması için ana damar olmalıdır.
Üzülerek belirtelim ki, bu ekenomik gelişmeye ayak uyduramayan bankalarımız hizmet anlayışını şube kapatma gibi basit olaylarla çözmeye çalışmaktadır. Örneğin 3 ay önce açtıkları şubeleri 3 ay sonra kapatıp, bunu ekenomik devrim sanıyorlar.
Bankalarımız, Alman bankalarının yarısı kadar bile iş dünyamıza destek vermemektedir.
Milliyetçi duygularla hareket edip ülkem kazansın diyerek alman bankalarına gitmeyen insanlarımız bile Alman bankalarına mahkum edilmekte ise burdaki bankalarımızın bvzyon ve hedefi nedir?, merak ediyorum.
Banka şubelerindeki personelin samimiyet ve güler yüzlü hizmeti takdire şayandır. Fakat katı prozedür onların da elini kolunu bağlıyor." dedi.