Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki içinde bulunduğumuz bu ahir zaman şiddetin, acımasızlığın, zulmün zamanın hiç bir diliminde olmadığı kadar bu çağda ivme kazanmıştır..

Işık ve karanlığın iç içe olduğu ve teknolojik imkanların, medyanın çoğunun kötüye kullanıldığı !

Filmler de yalan yanlış tarihlerin anlatıldığı,kadınların aşağılandığı, dövüldüğü, şiddet, ihanet, nefret ve ihtiras senaryolarıyla insanların onur ve ahlak kavramının yıpratıldığı!

Reklamlarda tüketime bağlı, maddiyata endeksli mutluluk algısının insanlarımıza sürekli empoze edildiği!

En köklü düşünceleri yıkıp, bir hamlede en iyi insanları lekelemek, en zalimlerini övmek, güzel düşünceler yerine insanlara olumsuz düşüncelerin, korkuların, dehşetlerin, yalan yanlış yaşayan insanların hayat tarzlarının bilinç altımıza yerleştirildiği!

Belgesellerde bile canlıların muhteşem güzelliklerini, birbirilerine olan merhametlerini,sevgilerini göstermek yerine vahşi hayatta kalma mücadelesi başlığı altında birbirilerini parçalayan hayvanların vahşet görüntülerinin izletildiği!

İnsanlara yaşam mücadelesinde güçlü olan kazanır mantığı sunularak acımasızlığın, merhametsizliğin teşvik edildiği!

Hakkı batıl batılı hak diye gösterildiği, zalime mazlum mazluma zalim denildiği, sevgi, kardeşlik yerine kin ve nefretin aşılandığı ve bunun gibi daha bir çok örnek verebiliriz. .

TV de belli bir yaş kitlesine şiddet içerdiği için uyarı işaretleri konan filmler'in, programların vesaire bir kaç yaş üstü için tehlikeli görülmemesi ne kadar güvenilir ve koruyucu olduğu da manidardır. Üstelik bu işaretlerin ailelerde nasıl olsa koruma var algısı oluşturacağı ve çocuklarda da daha çok merak uyandıracağı kanısındayım.

Kanallarda, tarihimizi, kültürümüzü tanıtmak adına yapılan gezi programlarında sadece kültürümüzün kuzu kızartmasından ibaretmiş gibi gösterilmesi ve Suriye'de insanların, çocukların açlıktan öldüğü şu günlerde bile insanların gözünün önünde utanmadan yemelerine ne demeli. .

İnsanlara sevgisizlik o kadar çok aşılanmış ki açın facebook, youtube, twitter gibi siteleri. Siyaset, spor, konularında insanların yazışmalarına, yorumlarına bakın çoğunlukla sevgisiz, hoşgörüsüz, kinli yazılar göreceksiniz. Kimlik gizleme imkanının verdiği rahatlıkla sırf kendi cemaati kendi partisi, hatta tuttuğu takım aynı değil diye kimileri içindeki nefreti kusuyor adeta...

Kendi düşüncelerimize uymuyor diye karşı görüşteki insanlara tahammülsüzlüğümüz doğru değildir. Oysa farklılıklarımıza rağmen birbirimizi sevebiliriz. .

Vel hasıl böyle bir zamanda kendini düşünmeyen, sadece kendisi için yaşamayan, iyi niyetli, güzel kalpli, sevgiyi gerçek manada yaşayan ve yaşatan insanlara çok ihtiyacımız var. .

Dünyada olan savaşlara, katliamlara baktığımızda da bunların en temel sorununun sevgisizlik olduğunu çok net görürüz. Birçok insanın kalbinde sevgi olmadığı için en küçük olumsuzlukta nefret duygusu kabarır, hiç bir şeye tahammül edemez, hoşgörüsüz tavır gösterir. .

Hoşgörü ve sevginin olmadığı bir dünyada barışın, huzurun, adaletin egemen olmasını nasıl bekleyebiliriz?

Sevgisiz bunların hiçbirini sağlayamayız. Her ne görüşten olursa olsun insanları sevmeyi öğretmeliyiz.

Merhamet göstermekten zevk alan, fedakarlık yapanları bir saflık olarak görmeyen, toplumlara ihtiyacımız var.

Allah bizi sevdiği için yarattı. İslam sevgiyi,hoşgörüyü, neşeyi,tebessümü tavsiye eder.

Sevgiyi yaşamanın tek yolu ise Allah sevgisini kalplere yerleştirmekten geçer. Çünkü Allah’ı sevmeyen birinin Allah’ın yarattıklarını sevmesi beklenemez.
Dünyadaki her şeyi Allah'ın tecellisi ve Allah’ın yarattığı bir nimet olarak gören insanın her şeye bakış açısı değişir. Gördüğü her şeyden zevk ve neşe alır.
Sevgimizi gösteremeyen, söylemeye çekinen, utanan bir toplumuz oysa bağırıp, çağırma, hakaret, nefret, kötü sözdür utanılması gereken bunlara gelince hiç çekinmeden de yapabiliyoruz ne yazık ki...

Başkalarını düzeltmek istiyorsanız, önce kendinizi düzeltiniz diyor Hz. Ömer bu nedenle önce kendimizden başlamalı sevgiyi, hoşgörüyü, yaşamalı, sevgiyi, iyiliği karşılıksız yapmalıyız insanlara inşaAllah.

Sevginin üzerinde duralım sevgiyi etrafımıza göstermemiz sevgiyi artıracaktır. Çünkü gerçek sevgiyi yaşayan insanlar etrafındakilere sevgiyi yaşamayı öğretir sevgi tıpkı bir domino taşının yüzlerce domino etkilediği gibi birbirine aktarılır böylece dünyada zulümler, kıskançlıklar ve nefret yol bulmaz inşaAllah

İnşaAllah biz gönüllere sevgi, şefkat, iyilik tohumları ekelim elbet bir gün yeşerecektir. Selamlar. .