Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Bahadır, felç hastalarına umut olan TMS tedavisiyle ilgili bilgi verdi.
TMS teriminin transkraniyal manyetik stimulasyon tedavisi için kısaltma olarak kullanıldığını belirten Prof.Dr. Cengiz Bahadır, “Bu tedavi beynin belli bölümlerinin kafatası dışından manyetik olarak uyarılması esasına dayanır. Bu yöntemle ilgili ilk çalışma 200 yıl önce başlamıştır. Yaklaşık 40 yıl önce insanda ilk deney gerçekleştirildi. Bu tedavi manyetik stimulasyon cihazına bağlı bir özel elektrod (koil) kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Bu koiller uygulanacak beyin bölümüne göre değişik şekillerde olabilmektedir (yuvarlak, sekiz şeklinde). Bu uyarıcı koil içinden yüksek akım geçirilirken akımın yönü aniden değiştirilmekte ve bu koil etrafında manyetik bir alan yaratmaktadır. Bu manyetik alan beynin ilgili bölümüne doğru bir açı ile uygulandığında beynin korteks denilen dış tabakasındaki sinir hücrelerini (nöronları) uyarmaktadır” dedi.

FELÇLİ HASTADA TMS TEDAVİSİ
Prof. Dr. Cengiz Bahadır, TMS tedavisi konusunda şunları söyledi:
“TMS tedavisinin gerek araştırma gerek tedavi amaçlı olarak en sık felçli hastalarda (beyin felci, hemipleji, inme) kullanılmaktadır. Bu güne kadar bu konuda binlerce araştırma yapılmıştır. Felç genelde beyne giden bir damarın tıkanması ya da kanaması sonucu o beyin bölümündeki hücrelerin ölmesine bağlı ortaya çıkar. Başlangıçta hastaların bir tarafında kol ve bacaklarında değişen derecede güçsüzlük ortaya çıkar. Zamanla önce bacakta daha sonra kol ve elde kısmen düzelme ortaya çıkar. Ama hastaların çoğunda değişen derecede sekel dediğimiz hareket kayıpları kalmaktadır. Bu özellikle elde belirgin olmaktadır. Yine bu hastalarda hasta tarafın kaslarında spastisite olarak adlandırılan aşırı kas gerginliği ortaya çıkmaktadır. Bu da istemli hareketlerin ortaya çıkışını baskılamaktadır. Felçli hastalarda istemli hareketin yeniden başlamasını önleyen diğer önemli bir etkende sağlam beyin yarısının hasta tarafın aktivitesini baskılamasıdır."

"DAHA ÖNCE YAPAMADIKLARINI YAPABİLİR HALE GELİYOR"
TMS tedavisinin bu ikinci etki üzerinde etkili olduğunu anlatan Bahadır, "TMS aslında bir uyarıcı tedavi olmakla beraber uygulanan manyetik alanın frekansına göre (saniyedeki atım sayısı) beynin ilgili bölümünde uyarıcı ya da baskılayıcı etki ortaya çıkarmaktadır. Bu tedavi ile beynin hasta bölümünü uyarmak ya da hasta tarafı baskılayan sağlam beyin bölümünü baskılamak mümkün olmaktadır. Genelde felçli hastaların sağlam beyin yarısına düşük frekanslı uyarım verilerek tedavi tercih edilmektedir. Bu yöntem hasta tarafı uyarıcı tedaviye göre biraz daha etkili bulunmuştur. Her iki yöntemde de sonuç olarak hasta beyin yarısındaki nöronların uyarılabilirliği artarak istemli hareketin ortaya çıkışı kolaylaştırılmaktadır. Bu sayede hasta, özellikle el-kol bölgesinde daha önce yapamadığı hareketleri daha rahat yapmaya başlamakta ve daha önce hiç yapamadığı hareketleri yapabilir hale gelmektedir. Bu tedavinin etkinliği yapılan çok sayıda araştırmada gösterilmiştir" ifadelerini kullandı.

TMS TEDAVİSİ NASIL GERÇEKLEŞTİRİLİR
TMS tedavisine başlamadan önce kişiye özel olan ve motor eşik denen uyarı şiddeti belirlenir. Bu basit testte hastanın beynini uyararak elinde hareket çıkarabilen en düşük uyarım şiddeti belirlenir (motor korteks). Tespit edilen bu motor eşik değeri üzerinden hastalığa göre uygulanacak akım şiddeti belirlenir. Hastanın başı sabitlenir, uyarı verecek koil de en doğru pozisyonda konumlandırılarak sabitlenir. Genellikle motor eşik değerinin biraz altında bir uyarı şiddetinde 1200 uyarı verilir. Bu tedavi yaklaşık 20 dakika sürer. TMS tedavisinin yan etkileri yok denecek kadar azdır. Güvenlik rehberlerine göre tedavi uygulanmaktadır ve bu limitler dahilinde % 5-10 vaka da hafif baş boyun ağrısı dışında ciddi bir yan etkisi gözlenmemiştir. Bu tedavi sırasında hasta herhangi bir acı duymaz. TMS tedavisi oldukça yeni bir tedavi yöntemidir. Tedavi protokolleri de halen geliştirilme aşamasındadır. Felçli hastalarda genellikle hafta içi 5’er gün olmak üzere 10 seans tedavi protokolü uygulanmaktadır. 10 seans sonunda tedavi bitirilebilir ya da sonra idame tedavisi denilen ve arası açılan tedavi protokolleri ile devam edilebilir. Burada hastanın tedaviye verdiği cevap esastır. TMS tedavisi geleneksel rehabilitasyon yöntemleri ile beraber kullanıldığında daha etkili olmaktadır.
TMS tedavisi tıbbın bugüne kadar çaresiz kaldığı felçli hastalarda özellikle el ve kolda yeniden hareket çıkarma konusunda yeni bir umut ışığı olmuştur. TMS tedavisi felçli hastaların tedavisinde daha sık kullanılır hale gelmiş ve yakın gelecekte rutin bir tedavi haline gelmesi beklenmektedir. TMS tedavisi felçli hastalarda konuşma tedavisinde, depresyonda, tedaviye dirençli beyin kaynaklı ağrılarda da başarılı bir şekilde kullanılmaktadır.
(İHA)