İhanet yarışına girdiler

Her fırsatta Türkiye’yi AB, ABD, BM ve NATO’ya şikâyet eden muhalifler, karalama kampanyasında birbirleriyle yarışıyor.
Kimi milletvekili, kimi gazeteci, kimi bilim adamı. Meslekleri farklı ama görevleri aynı: Türkiye'yi karalamak

Kendi yaşadıkları ülkeyi dünyaya şikâyet etmeyi alışkanlık haline getiren bir güruh, Türkiye'yi kötülemek için âdeta fırsat kolluyor. Gazeteciler ve siyasetçiler Türkiye'yi kötüleme yarışında başı çekiyor. Bunlar arasında yer alan CHP Milletvekili Eren Erdem , 'hainlik' raddesine varan açıklamalarda bulunuyor. Daha önce muhtemel bir İran-Türkiye savaşında açık açık İran safında yer alacağını belirten Erdem, bu sefer Rus televizyonuna bağlanarak ülkesi hakkında karalama kampanyası başlattı. İftirada Rusları bile geride bırakan CHP'li vekil, terör örgütü DAEŞ'in katliam yaptığı sarin gazını Türkiye'den aldığını söyledi. İşte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Ne içerideki ihanet şebekelerine, ne de dışarıdan gelen algı operasyonlarına Türkiye boyun eğecek, eyvallah edecek bir ülke değildir" sözleriyle eleştirdiği o isimlerden bazıları:

Dağcı Nasuh Mahruki, zirvelerde Türk bayrağıyla poz veriyor. Ancak iş hükümeti eleştirmeye gelince, bütün milli duygulardan sıyrılıyor. Mahruki sınır ihlali yapan Rusya uçağının düşürülmesinden Türk halkının hedef alınmaması için Putin'den ricada bulundu ve "Bunu AKP'ye ödetin" dedi.

Zaman yazarı Şahin Alpay, ocak ayında AK Parti Hükümetinin elektrik üretilecek 'nükleer santral'de atom bombası yapacağını iddia etti. Alpay, "Japonya ile yapılan anlaşma maddelerine göre, Türkiye'nin tüketilmiş yakıttan uranyum zenginleştirmesi yapması ve nükleer silah yapımında kullanılabilen plütonyum elde etmesi de planlanıyor" ifadesini kullandı.

Türkiye-ABD Parlamentolararası Dostluk Grubu'nun CHP'li üyesi Faruk Loğoğlu, Aylin Nazlıaka ile birlikte ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'ye bir mektup gönderdi. Mart 2015'te yazılan mektupta Türkiye'de ifade ve basın özgürlüğü olmadığı ifade edildi.

Gazeteci Ekrem Dumanlı, geçtiğimiz yıl sonunda bütün dünya liderlerine mektup yazarak, Türkiye'de basın özgürlüğünün olmadığını, gazetecilerin suçsuz yere cezaevine gönderildiğini söyledi ve uluslararası kamuoyunu Türkiye'ye karşı göreve davet etti.

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, PKK'lılarla görüşmek için gittiği Brüksel'de, uluslararası kuruluşlara "Ankara'ya baskı" yapmaları çağrısında bulundu. Demirtaş, ayrıca Figen Yüksekdağ ile birlikte "yargısız infazlar yapıldığı" iddiasıyla Türkiye'yi BM'ye şikâyet etti.

İngiltere'nin Başkenti Londra'da ekim ayında PKK propagandası yapan HDP'liler, Türkiye karşıtı gösteriler yaptı. Ellerinde megafonlarla parkta propaganda yapan HDP'liler Kürtlere katliam yapıldığını savundu.

Today's Zaman, Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı'na aday olmasını duyururken Türkiye'yi NATO'ya şikâyet etti. Gazete muhafakâr Erdoğan'ın NATO üyesi Türkiye'yi yeniden şekillendireceğini belirtip 'durdurun' imasında bulundu.

Türk Tabipleri Birliği, eylül ayında Güneydoğu'daki terör operasyonları ile ilgili Dünya Tabipler Birliği'ne şikâyette bulundu. Bunun üzerine açıklama yapan Dünya Tabipler Birliği, Türkiye'nin güneydoğusundaki silahlı çatışmanın tüm taraflarına temel sağlık hizmetlerine erişimin aksatılmaması yönünde bir çağrıda bulundu.

İsveç parlamentosunda 2010 yılında oylanan sözde soykırım tasarısına Türkiye kökenli 4 milletvekilinden 3'ü (İbrahim Baylan, Yılmaz Kerimo, Gülan Avcı) "kabul" oyu verdi. Diğeri (Mehmet Kaplan) "çekimser" kaldı.

Elif Şafak: Mizah yapamıyoruz

Yazar Elif Şafak, genel seçimler öncesinde yabancı medya kuruluşlarına verdiği demeçlerde Türkiye'de ifade ve mizah özgürlüğünün darbe aldığını savundu, Türkiye'de sanatçılara "otosansür" uygulandığını söyledi.

Geçtiğimiz haftalarda ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenen panele katılan Koray Çalışkan, Baskın Oran ve Abdulhamit Bilici, Türkiye'yi yerden yere vurdu. Çalışkan, Türkiye'de sınırlı demokrasi bile olmadığını savunurken, Baskın Oran ise Türkiye'yi terör örgütüne destek veren ülkeler arasında gösterdi.

Hürriyet'in Washington temsilcisi Tolga Tanış, Fransa'ya saldıran teröristlerin Türkiye'de kollandığını iddia etti. Türkiye'deki bir DAEŞ davasında kafa kesmenin cezası olarak 7.5 yılın uygun bulunduğunu hatırlatan Tanış, G-20'nin yapıldığı gün "Türkiye kafa kesenleri koruyor" mesajı veren bir yazıya imza attı.

Türkiye'nin çeşitli üniversitelerinde görev yaparak devletten maaş alan 100 akademisyen, Almanya Şansöylesi Angela Merkel'e ekim ayında yapacağı Türkiye ziyareti öncesinde bir mektup yayınlayarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı şikâyet etti. Akademisyenler Merkel'e "Ziyaretiniz AB'nin en önemli değerlerini çiğneyen siyasetçilere destek olarak görülecek. Ülkemizi demokrasimizin güçleneceği günlerde ziyaret edin" dedi.

Başında İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Tahsin Yeşildere'nin bulunduğu Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği, Japonya Waseda Üniversitesi'ne Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a fahri hukuk doktorası vermemesi çağrısında bulundu.

2010 yılında AK Parti Antalya milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu, 61 yıldır üyesi olduğumuz Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde 47 ülkeden 40'ının teklifi ile başkan adayı oldu. Muhalefet bu başarıyı takdir etmediği gibi Çavuşoğlu'nun başkan olması aleyhine gelişen önergeye CHP milletvekili Birgen Keleş destek verdi, bir diğer üye ise salonu terk edip oylamaya katılmadı.