Malatyalı Hayırsever İşadamı Reşat Erdoğan'ın Açıklaması;
"Siyaset arenasının toza-dumana büründüğü bu ortamda, ilk günden beri söylediğimiz ve duvarlara kazıdığımız bir sözümüzü hatırlatmak elzem olmuştur: “Ülküm ülkem, sevdam Malatyam”. Ben bu sözü laf olsun diye söylemedim. Herkes çok iyi bilmeli ki ülkümden de sevdamdan da vazgeçmem. Ucuz insanlar ve kirli politikalar kutlu ve temiz gördüğüm bir davadan beni asla geri çeviremezler.

Benim, memleketimde yıllardır yaptığım bir iş var. Bir kısmını duyurdum büyük bir kısmını da duyurmadım. Ama herkesin bildiği bir şey var: ben sadece konuşan biri değilim, hatta az konuşan ama çok iş yapan biriyim. Yaptığım işler bundan sonra da devam edecek. Başlamış olduğum projeler bitirilecek ve yapmış olduğum hizmetler artarak devam edecektir.

Yine her yerde ifade ettiğim gibi birileri eteklerindeki taşları dökerken ben “elimi taşın altına koymaya varım”. Bu kadar oyun, fitne, sahte istihbarat raporları ve iftiralar karşısında, şu andan itibaren sadece elimi değil, başımı da taşın altına koymaya varım. Bu taş ortadan kalkıp, yol temizleninceye kadar ezilsem de, yaralansam da son nefesime kadar mücadelemi devam ettireceğim. Varlığım, Malatyamızın varlığına armağan olsun.

Siyasetin yolları her zaman temiz olmuyor. Kutlu davanın yollarının temiz olması gerekiyor ama bazıları azınlıkta olsalar da bu yolları kirletmek için uğraşıyorlar. Ben kire bulaşmak istemedikçe birileri uzaktan-yakından çamur atıyorlar. Hiçbir şekilde bu kirli ortamda bulunmayı istemiyorum. Bu, mücadele etmeyeceğim manasına gelmez. Malatya’ya yakışmayan, sayıları az ama sesleri çok duyulan kişilerin icra ettikleri bu kirli politikaları temizlemek için bildiğim her meşru yolu deneyeceğim.

Birileri siyaseti tehdit, dedikodu, yalan ve iftira olarak anlıyor. Sahte ve düzmece raporlar yazmayı marifet biliyorlar. Biz ise siyaseti hizmet, mertlik ve dürüstlük olarak görüyoruz. Düzmece raporlar yazmak değil, hizmet etmek olarak anlıyoruz.

Birileri siyaseti uzakta durup, seçimden seçime görünüp, vatandaşın derdinden-tasasından-kederinden uzakta salon siyaseti olarak görüyor. Vatandaşı kendisine oy vermeye mahkûm, kendilerini bulunmaz Hint kumaşı sanıyor. Biz ise siyaseti, vatandaşla iç-içe olan, vatandaşın dertleriyle dertlenen, sevinçleriyle sevinen, salonlarda değil bizzat sahada bulunan bir hizmet olarak görüyoruz. Biz biliyoruz ki seçimden seçime görünenleri vatandaş sandıkta görmez ve zaten görmemekte de haklıdır. Herkesin hakkını araması da meşrudur ve ahlâklı bir davranıştır. Sandık, adalet terazisinin zeminidir. Seçim, adaletin tecelli ettiği zamandır.

Her vatandaşın oyu kıymetli ve haysiyetlidir. Siyaset, bu şerefe nail ve bu kıymete layık olmaktır.

Kıymetli hemşerilerimin genel seçimlere katılmam için yapmış oldukları teşvik, göstermiş oldukları ilgi ve karşılık beklemeksizin duydukları sevgi, memleketim için yapmaya çalıştıklarımın ne kadar doğru ve Malatya’nın her güzelliğe ve fedakârlığa ne kadar layık olduğunu göstermesi bakımından önemlidir. Şahsımıza gösterilen teveccüh ve muhabbetten de bir kez daha anlaşılmaktadır ki sevgi parayla kazanılacak bir şey değildir. Sevgi, karşılık beklemeksizin bir gayret ve çaba sergilemektir. Yani sevgi, emek ve yürek ister. Sevginin ölçüsü her şeye rağmen seçime girerek sandıkta oy pusulası toplamak değildir. Her şeye rağmen ve her yolu kullanarak vekil olma hırsı, inanan insana yakışan ve uygun düşen bir davranış da değildir. Yunus Emre’nin lisanıyla söylemek gerekirse “Hepsinden iyice, bir gönüle girmektir”. Bu yüzden de emsalsiz mükâfatım, hemşerilerimin samimi duaları ve riyasız dostluklarıdır. Yürüdükleri kutlu yolda, dost kervanlarına beni de kattıkları için sevgili kardeşlerime ve kıymetli büyüklerime müteşekkirim.

Herkes bilmektedir ki bizim için vekillik yegâne amaç değil sadece bir araçtır. Çünkü vekil olmak daha iyi ve daha fazla hizmet etmek içindir. Her şeye rağmen ve her yolu deneyerek vekil olma hırsı, aziz Türk milletinin dininde, geleneğinde, örfünde ve âdetinde yoktur. Aziz Türk milletinin bir mensubu olarak amacım, bu değerleri taşımak ve bu değerlere uygun davranışlarla örnek olmaktır; hırsla hareket edip ibret olmak değildir. Zira çocuklarımıza bırakacağımız en güzel miras “güzel ahlâk”tır. En güzel hatıra, vakur bir tavırdır. Bu sebeple ahlaklı ve vakur bir siyasetin içinde her zaman bulunacağımdan kimsenin şüphesi olmasın. Ama kirli, hilekâr, iftirayı ve yalanı yol edinen siyasî anlayış ve ortamdan her zaman uzak duracağımdan da emin olunsun. Bu da benim sözüm olsun.

Bu güne kadar hemşerilerime çok söz verdim. Verdiğim sözleri de en büyüğünden en küçüğüne kadar yerine getirdim. Sözümün eri olduğuma bütün Malatya şahitlik edecektir. Bu sözlerimin de hiç biri havada kalmayacaktır. Allah ömür verdikçe sözümden asla dönmeyeceğim bir kez daha bilinmelidir.

Siyasete şimdilik uzak dururken, vatandaşa yakın olmayı tercih etmekten şeref duymaktayım. Vekâleti değil asaleti tercih ederken, asil hemşerilerimi saygı ve muhabbetle selamlıyorum. Allah varlığınızı daim, muhabbetimizi baki kılsın. Cenab-ı Allah temiz niyetler ve halisane gayretlerle siyaset yapmaya çalışanları muvaffak etsin." dedi.