Hayati riski bulunan hemofili hastası Yusufcan Danga, hem hastalık hem de sınav stresiyle baş ederek büyük başarı sağladı.
13 yaşındaki Yusufcan hem karne hem de bugün açıklanan TEOG sınavındaki başarısını ellerinde büyüdüğü hastane çalışanlarıyla paylaştı.
İzmir Behçet Uz Çocuk Hastalıkları Hastanesi’ne 9 aylıkken gelen ve hastane doktorlarının elinde büyüyen 13 yaşındaki Yusufcan Danga, hem karne sevincini hem de TEOG sınavında elde ettiği başarıyı hastane çalışanlarıyla paylaştı. Bugün açıklanan 2014-2015 TEOG sınavında 684 puan alarak okul birincisi olan Yusufcan, sınav sonucunu ve karnesini başarısına katkı sağlayan hemşirelerle kutladı. 9 aylıkken girdiği hastanede büyüyen ve sık sık okul-hastane arasında mekik dokuyan Danga’nın başarısı hemşireleri duygulandırdı.

“DIŞARIDA FUTBOL OYNAMAK YERİNE TELEFONDA OYNUYORDUM”
Dr. Canan Vergin ve hastane çalışanlarının elinde büyüdüğünü anlatan Yusufcan, şunları söyledi: “Hastalığımdan dolayı kanım pıhtılaşmıyor. Çarpmamamız, düşmememiz lazım, top oynamamız yasak. Diğer çocuklara göre ayrıcalıklarımız var, fazla aktif olamıyoruz. Arkadaşlarımızla oynayamıyor sadece konuşuyor, sohbet edebiliyoruz. Hayati riskimiz de var. Dışarıda futbol oynamak yerine telefonda futbol oynuyorum. Kendi zevklerimi öyle tatmin ediyorum. Kitap okuyorum.”

“HASTANE ODASINDA DAMAR YOLU AÇIKKEN ÇALIŞTIM”
Haftada iki gün kendine ilaç uygulamak zorunda olduğunu ve TEOG sınavına bile ilaç vurularak girdiğini belirten Yusufcan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kendime ilaç yaptığım zaman sınava girdim. Bir hastane odasında damar yolu açıkken saatlerce günlerce çalıştım. Kitaplarımı okudum. Annem kitaplarımı evden getiriyordu. Test çözüyordum. Genelde iğneleri sol elime yaptırıyordum. Çünkü o damar yolumu açtıkları yerden dolayı elimle bir şey tutamıyordum. O yüzden sol elim iğne sağ elim hep kalemde olurdu. Asla pes etmedim. Zaten başarının yüzde 99’u inanmak, yüzde 1’i inanmaktır. Karnemi aldığım ilk gün ilk önce ellerinde büyüdüğüm doktor ablalarıma getiririm. Bu bir gelenek, beni onlar yetiştirdi. Ben bu başarımı da onlara armağan ediyorum.”
Hastalığından dolayı büyük zorluklar yaşadığını ifade eden Yusufcan Danga büyüyünce genetik mühendisi olmak istediğini belirterek, “Kendi hastalığımın tedavisini bulmak için, gelecek nesillerin benim gibi böyle zorluk yaşamaması için genetik mühendisi olacağım” dedi.

ANNE OĞUL ZAFERİ
Yusufcan’ın annesi Naime Danga ise oğluyla gurur duyduğunu dile getirdi. Oğlunun hastalığının teşhisi konduğunda dünyasının yıkıldığını belirten Naime Danga, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hiç bilmediğiniz, tanımadığınız bir hastalık, daha önce hiç bilmiyorsunuz, ne ile karşılaşacağınızı bilmiyorsunuz. İşin açıkçası bayağı bir yıkıldım. Çok destek oldum, başarı belki de ikimizin zaferi. Ben oğlumla gurur duyuyorum. İnşallah o da benimle gurur duyuyordur.”

NİMET HEMŞİRE: “BİZİ SORULARIYLA BUNALTIRDI”
Yusufcan’ı bebekken ellerine alan ve onu büyüten hemşirelerden Nimet Gemalmaz da şunları söyledi: “Elimizde büyüdü Yusufcan. Çocuklar tanı aldıktan sonra zorlu bir süreç geçiyor. Yaşamları zorlaşıyor, ama böyle yaşamayı öğreniyorlar. Yusufcan gibi başarılı olunca da biz gurur duyuyoruz. Yaptığımız işin manevi karşılığı bu. Onun için bize bu başarıyı hediye etmesi, her karneyi alışında gelmesi mutluluk verici. Kendi çocuklarımızdan daha çok görüyoruz onları. Emeğimizin, mesleğimizin karşılığı bu. O ders çalışırken yardımcı oluyoruz. Test kitapları bulmaya çalışıyoruz. Bize soru sorduğunda elimizden geldiğince çözmeye çalışıyoruz. Sürekli konuşan bir çocuk, bizi sorularıyla bunaltan bir çocuk ama biz onu çok seviyoruz.
(İHA)