Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, bir televizyon kanalında yayınlanan röportajında kullandığı ifadelerinden bazılarının seçilerek başlık yapılmasını eleştirdi.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Türkiye Diyanet Vakfı Kadın, Aile ve Gençlik Merkezi’nin (KAGEM) açılış konferansına katıldı. Görmez, konferans öncesi basın mensuplarının kendisine yönelttiği soruları cevapladı.
Bir televizyon kanalında yayınlanan röportajında Aleviler hakkında önemli ifadeler kullandığı ve bunu nasıl değerlendireceği yönündeki soruya Görmez, “Benim orada ifade etmek istediğim husus, yaklaşık yüz yıldır konuşamadığımız en kadim sorunlarımızı son 10 yılda konuşma imkanına sahip olduğumuzdu. Bu önemli bir gelişme. Çünkü biz 10 sene önce en kadim sorunlarımızı konuşacak ortak bir dile sahip değildik. Ben orada şimdi artık, ortak bir dile sahip olduğumuzu, gönüllerimizi birbirimize açarak taleplerimizi açık bir şekilde ifade ediyor olduğumuzu ifade ettim. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da bu ortak dile ulaşmakta yaptığı katkı üzerinde durdum. Yoksa, yapılan uzun bir konuşmadan cımbızla bir kelimeyi seçip başlık yapılması aslında doğru değil. Ben orada, son zamanlarda gönüllerimizi birbirimize açarak yakaladığımız ortak dil sayesinde, bu sorunun çözümünü çok daha rahat gerçekleştireceğimiz yolunda inancımın olduğunu ifade etmek istedim” yanıtını verdi.
Görmez, Başbakan Davutoğlu’nun yarın Tunceli’ye yapacağı ziyarette cemevine de bir ziyaretinin olacağı yönündeki söylentileri nasıl değerlendirdiğiyle ilgili soruya da “Bütün bunlar müspet şeyler. Biz artık, birlikte yaşama hukukunu, birlikte yaşama ahlakını, birlikte yaşama kültürünü güçlendirerek gelecek kuşaklara hiçbir kin, öfke ve ihtilafa yer vermeden bütün bölgeye örnek olabilecek, barışı bütün dünyaya taşıyacak bir dünya inşa etme yolunda adımlar atmamız gerektiğini düşünüyoruz” diye cevap verdi.
Görmez, Türkiye Diyanet Vakfı Kadın, Aile ve Gençlik Merkezi’nin (KAGEM) açılışında “İlahi Hakikatin Bilgisi ve Bilgi Ahlakı” konusunda konferans verdi. Görmez, verdiği konferansta “Hakikate vasıl olmayı gaye edinirseniz, hedefinize hakikate vasıl olmayı koyarsanız, o takdirde hakikat bilgisine ulaşırsınız. Bilginin gayesi, hakikatin yolunda olmaktır. Hikmetin gayesi, hakikate ulaşmanın yolunu bulmaktır. Mağrifetin gayesi ise hakikate vasıl olmanın yollarını göstermektir. İslam her şeye hakkını vermektir. Hak edene hakkını vermek İslam’dır” diye konuştu.
(İHA)