Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, “Eğitimde yaptığımız ‘mankurtlaşmanın’ önüne geçmedir. Onun için eski mankurtlardan bu kadar çok itiraz sesleri yükseliyor” dedi.
Milli Eğitim Bakanı Avcı, AK Parti Yenişehir İlçe Başkanlığının 3. Olağan Kongresi’ne katılmak üzere Mersin’e geldi. Mersin Suphi Öner Öğretmenevi’nde gerçekleştirilen ve Divan Başkanlığı’nı AK Parti Hatay Milletvekili Orhan Karasayar’ın yaptığı kongreye, mevcut ilçe başkanı Fatih Seyit tek aday olarak girdi. Kongreye Bakan Avcı’nın yanı sıra AK Parti Mersin Milletvekilleri Nebi Bozkurt ve Ahmet Tevfik Uzun da katıldı.

ATANAMAYAN ÖĞRETMENLERDEN BAKAN AVCI’YA ÇİÇEK
Salona girişinde sevgi gösterileriyle karşılanan Bakan Avcı, kendisine ayrılan yere geçtiği sırada bir sürprizle karşılaştı. Atanamayan iki öğretmen adayı, Bakan Avcı’ya bir buket çiçek uzatarak, sorunlarının çözülmesini istediler. İki kadının ‘atanamayan öğretmenler’ olarak tanıtılması üzerine ise Bakan Avcı, “Henüz öğretmen değil, öğretmen adayısınız o zaman” diyerek çiçeği aldı.

“EĞİTİM BAZILARININ ZANNETTİĞİ GİBİ BİR BOYACI KÜPÜ DEĞİL”
Bakan Avcı, kongrede yaptığı konuşmada da kongrenin hayırlara vesile olmasını diledi. Kazasız, belasız, sıkıntısız bir 10 yıl içerisinde Türkiye’nin, geride kalan 12 yıllık AK Parti iktidarları döneminde yaptıklarının kökleşmesi, semerelerinin alınmaya başlanması yönünde çalışacaklarını söyledi. Özellikle eğitimde bunun çok önemli olduğunu vurgulayan Avcı, “Çünkü eğitim bazılarının zannettiği gibi bir boyacı küpü değil. Eğitimde yapılan yatırımlar semerelerini, ürünlerini on yıllarda veriyor. Zaten o yüzden geçmiş hükümetlerin eğitim konusundaki altyapı yatırımlarında ve düzenlemelerde özellikle bu kadar tutuk davranmalarının sebebi, kendi geleceklerinden emin olmadıkları içindir” diye konuştu.
Eğitim yatırımlarının da belediyelerin altyapı yatırımları gibi önce külfet olarak görüldüğüne işaret eden Avcı, “Belediyeler altyapı yatırımı yaparken yolları, caddeleri kazarlar ve vatandaş hep o kazılan yollar ve çamurlar yüzünden yaşadıkları sıkıntıları hatırlar. Belediyeler de bunu bildikleri için eğer bir sonraki seçim konusunda endişeleri varsa bu tür yatırımlara girmezler. Ancak, daha sonraki seçimlerde de kendine güvenen yönetimler bu tür yatırımları göze alabilirler. Bu, eğitimde de böyledir. Eğitimde 10 yıl öncesine kadar halının altına süpürülmüş, sümen altı edilmiş, tortulanmış pek çok sorun, el atılmadan bekliyordu. Çünkü buna el atacak cesareti olan iktidarlar görünmüyordu. Ama AK Parti iktidarı seçimi değil, gelecek kuşakları düşündüğü için özellikle eğitimde bu cesur kararları aldı ve geçmişin halının altına süpürdüğü bütün sorunları teker teker çözmeye başladı. Çok şükür iyi bir noktaya geldik, altyapı yatırımlarımızda iyi bir noktadayız. Şimdi içerikle yani nitelikle ilgili düzenlemeler peş peşe uygulamaya konmaya başladı. Okulları yapmak, öğretmen sayısını artırmak yetmiyor, aynı zamanda kaliteyi yükseltmek gerekiyor. Onun için de peş peşe düzenlemelerimizi yapıyoruz ve daha önce ya bu sorunların bizzat müsebbibi olan veya bu sorunlara göz yuman çevrelerden itiraz sesleri yükseliyor. Özellikle eğitimde yapılanlar konusundaki itirazlara baktığınız zaman bunun nereden kaynaklandığını görüyorsunuz” ifadelerini kullandı.

“EĞİTİMDE YAPTIĞIMIZ ‘MANKURTLAŞMANIN’ ÖNÜNE GEÇMEDİR”
Konuşmasında Kırgız yazar Cengiz Aytmatov’un ‘Gün Olur Asra Bedel’ adlı romanında geçen bir Orta Asya efsanesini anlatan Bakan Avcı, eğitim sisteminde 12 yıl öncesine kadar dayatılanların bir ‘mankurtlaştırma’ olduğunu belirtti. Mankurtlaştırma efsanesinde, Orta Asya’da Juan Juan adlı kabilenin, Kırgızları ve Kazakları köleleştirmek için bir işkence yöntemi uyguladıklarını aktaran Avcı, şöyle devam etti: “Yakaladıkları kişileri köleleştirmek için belleklerini silmeye yönelik bir işkence türü. Kişi bütün akli melekelerini, düşünce kabiliyetini kaybediyor ve efendilerinin istediğini yapar hale geliyor. Buna ‘mankurtlaştırma’ deniyor. Şimdi geriye doğru baktığımız zaman, Türk eğitim sisteminin de daha doğrusu bize dayatılmak istenen birçok eğitim sisteminin de bir ‘mankurtlaştırma’ olduğunu görüyoruz. ‘Türkiye pek çok alanda olduğu gibi eğitim alanında da vesayetleri ortadan kaldırıyor’ derken kastettiğimiz şeylerden bir tanesi, işte o kafasına geçirilmek istenen ve çocuklarımızı, geçmişiyle kültürüyle diliyle bütün ilişkisini kesecek birer ‘mankurt’ haline getirmeye yönelik bütün programların etkisiz hale getirilmesi sürecinden bahsediyoruz. Eğitimde yaptığımız aslında budur. Eğitimde yaptığımız ‘mankurtlaşmanın’ önüne geçmedir. Onun için eski mankurtlardan bu kadar çok itiraz sesleri yükseliyor.”
Mersin’de eğitim alanında 12 yılda yaptıklarını da rakamlar vererek anlatan Bakan Avcı, 2002’den önce Mersin’de 12 olan anaokulu sayısını 50’ye, 519 olan ilkokul ve ortaokul sayısını 714’e çıkardıklarını, 28 Şubat sürecinde kapanan imam hatip ortaokullarının 19’unu açtıklarını, 9 olan imam hatip lisesini 16’ya, bir tane olan fen lisesini 6’ya, 11 olan Anadolu lisesi sayısını 50’ye, 56 olan meslek lisesini de 120’ye çıkardıkları bilgisini verdi.
81 ilde bu rakamları bu ölçekte artırdıklarının altını çizen Avcı, şimdi önümüzdeki dönemde bu sayısal artışı niteliğe, kaliteye yansıtmak için çalışacaklarını kaydetti. “Onun için bize bir 10 yıl lazım” diyen Avcı, şunları söyledi: “Önümüzdeki ay başında 19. Milli Eğitim Şurası’nı topluyoruz. Şurada konuşacağımız konuların başında da eğitimin niteliğinin artırılması, müfredat programları, öğretmen niteliğinin artırılması, eğitim yöneticilerinin niteliğinin artırılması ve okul güvenliği geliyor. Okul güvenliği derken de sadece okulların fiziki anlamda dayanıklı hale getirilmesi değil, aynı zamanda uyuşturucuyla mücadele ve çevre güvenliği konularını da tartışacağız. Sadece kendi alanımdan verdiğim örnekler bile Türkiye’nin nasıl bir yola girdiğini görüyoruz. Dolayısıyla Allah’ın izniyle sizlerin gayretleriyle hepimizin çalışmalarıyla biz bu 10 yılı iyi değerlendirirsek Türkiye’nin önü açıktır.”
Bakan avcı, konuşmasının ardından salondan ayrıldı.
(İHA)