Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Masum Türker, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘DSP’yi kapatın birleşelim’ çağrıları ile ilgili iki partiye kurultay çağrısında bulunarak, “Eğer samimiyseler gelsinler aynı gazetede ilan verelim. Eş zamanlı kurultay yapalım” dedi.
DSP Genel Başkanı Masum Türker, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, ‘Solda birlik arayışları’ ile ilgili gelinen son noktayı açıkladı. DSP Parti Meclisi toplantısının bugün gerçekleştirildiğini ve 7 Haziran’da yapılacak seçimle ilgili seçime ‘merkez yoklamasıyla’ katılma kararı aldıklarını dile getiren Türker, aday olma başvurusunun 31 Mart 2015 tarihine kadar devam etmesinin kararlaştırıldığını söyledi. Türker, DSP’nin Türkiye’de şuanda kurulu en eski bir iki partisinden biri olduğunu vurguladı.

“KAVGAYLA AÇILDI, KAVGAYLA KAPANIYOR”
Türkiye’nin durumunun ortada olduğunu güneyde ve doğuda yaşanan Orta Doğu eksenindeki olaylardan dolayı Türkiye’nin güvenliğinin her zamankinden daha fazla önem kazanmaya başladığını ifade eden Türker, “Güneydoğu’daki bazı birliklerin savaş durumuna geçirilerek hendek kazdıkları televizyonlarda dile getirilmeye başlandı. Biz bunların olasılığını aylar önce söylemiştik. İçerde de kamu düzeninin sabote edilmeye çalışıldığını görüyoruz. Mevcut olan parlamento 2001 yılında kavgalarla ve protestolarla açıldı şimdi kapanışa giderken yine benzer şekilde üniter birliği ortaya koyan bir yapıdan uzak bir kavga ve tartışma zemini içinde süresini tamamlamak üzere” diye konuştu.

“2.5 MİLYON SEÇMEN SANDIĞA KESİNLİKLE GİTMEYECEK”
Türkiye’de medyada konuşanların özellikle solun olmadığını, muhalefetin alternatif iktidar oluşturabilecek durumda olmadığını dile getirdiklerini anımsatan Türker, “Bizde yaklaşık olarak 6 aydır ciddi bir çalışma sürdürüyorduk. Bu çalışma seçim sonuçlarını etkileye bilecek seçmen davranışlarıyla ilgiliydi. Seçmen davranışlarından da şuanda yaklaşık olarak 12 milyon 350 civarındaki seçmenin sandığa gitmeyeceği tahmin edilmektedir. Bu seçmenlere ‘sandığa hangi koşulda gidersin’ soruları yöneltildiği, alınan yanıtlara göre yine 2.5 milyona yakın bir seçmen ‘hangi koşulda olursa olsun’ sandığa gitmeyeceğini söylüyor. Geriye kalan 10 milyona yakın seçmen ise bir iktidar alternatifi gördüğü takdirde sandık başına gidebileceğini söylüyor. Bunun yüzde 60’a yakını sol partilere oy vermiş seçmen olduğunu görüyoruz” dedi.

“CHP’NİN GENEL BAŞKANI ‘BAŞBAKAN’ OLAMAYACAĞINI SÖYLEDİ”
‘Solda birlik arayışları’ içinde Türkiye’de bir iktidar odaklı çalışma yaparak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan bu konuyla ilgili görüşmek üzerene randevu istediklerini anımsatan Türker, açıklamasına şöyle devam etti:
“Kendisine (Kılıçdaroğlu) ‘iktidar odaklı bir çalışmaya öncülük edip edemeyeceğinin olasılığının arayışına girelim dedik. Bu konuda tabii kendilerine şunu yönelttik, ‘eğer gerçekten başbakan olmak istiyorsanız, eğer gerçekten CHP’yi iktidar yapmak istiyorsanız bu konudaki solda birlik platformunu oluşturup partiler arası kurumsal işbirliği çerçevesindeki bir çalışmaya öncülük eder misiniz?’ dedik. Çünkü gittiğimiz güne kadar bildiniz gibi CHP’nin Genel Başkanı ‘başbakan’ olacağını hiç söylemiyordu. Hatta onlara yakın bazı gazetelere de ‘başbakan olma şansım yok’ demişti. Biz ‘anamuhalefet partisi olarak eğer bir talep varsa bu konuda bizim yaptığımız çalışmayı kısaca özetleyip öncülük yapıp yapamayacağını’ sorduk. Kendileri bu konuda solda birlik platformunun kurumsal işbirliği çerçevesinde olabilirliği konusunda arkadaşlar görevlendireceğini söyledi ve görevlendirdi. Bizden de arkadaşlar görevlendirdik.”

“BU MİLLETVEKİLİ ADAYLIĞI PAZARLIĞI KONUSU DEĞİL”
Türker, görüşmelerin yapıldığını ve bu işi bir milletvekili adaylığı pazarlığı olmadığını, önemli olan önce ülkenin içinde bulunduğu durumda iktidar alternatifini ortaya koymak olduğunu söylediklerini ifade etti.
Bu konuda da herhangi bir milletvekilliği adaylığı konusunda hiçbir kelimenin konuşulmadığının altını çizen Türker, “Bizim tarafımızdan da dile getirilmedi. Arkadaşlarımız iki kez toplandı. Bu iki kez toplantının arasında sayın Kılıçdaroğlu bir çağrı yaptı. Bu çağrıda dedi ki, ‘siz partinizi kapatın gelin bizde amblemimizin altı okunun yanına DSP’nin amblemi olana güvercini koyalım ve bu şekilde bir birleşme şeklinde’ bir önerisi oldu. Bizim arkadaşlar görüşmelerde bunun mümkün olmayacağını söylediler ve bir milletvekilliği çalışmasından çok iktidar odaklı bir çalışma yapalım, halka dokunan bir programla çıkalım. Çünkü iktidar partisinin oluşturduğu gündem çerçevesinde iktidarı yalnız zaten geçmiş seçimlerde kullanılmış, yolsuzlukla ya da bazı uygulamalarıyla eleştirmek değil halka bize oy verdiğiniz takdirde iktidar olunduğunda neler yapılabileceğini anlatmamız gerektiği noktasında biz çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu konuda son görüşmede arkadaşlarımızın kendilerine ‘deklarasyon yayınlayın, biz seçimden sonra kapanacağız yada şimdi kapanacağız’ şeklinde talepleri oldu. Arkadaşlarımızda böyle bir deklarasyonun olmayacağını ama ne olabileceğini düşündüğümüzü ve bir protokole bağlayabileceğimizi ve bir protokole bağlana bilmesi için taleplerin somutlaşması gerektiğini, oysa bu arayış içinde olunduğunu söylediler. Maalesef böyle bir yapı olmadı ‘genel başkanımızla görüştürelim’ dediler. CHP Genel Başkanı bizle görüşmeden ‘partiyi kapatırsanız gelin’ şeklinde bir yapı oluştu. Tabi biz iktidar odağına kilitlendiğimiz için bu tür görüşmelerde bazı söylemlerin kendi içlerinde bulunduğu durum nedeniyle söyleyemeyeceklerini düşünüp kendi doğrultu tutarlığımız içinde görüşmelerimizi yürüttüğümüz için bu işin olamayacağını söyledik” şeklinde konuştu.

“KİŞİSEL OLARAK DA BENİ NE MİLLETVEKİLLİĞİ TATMİN EDER, NE DE BAKANLIK”
Medyada çıkan iddialara da cevaplar veren Türker, açıklamasına şöyle devam etti:
“Çeşitli gazetelere CHP kaynaklı yapılan yayınlarda, ‘DSP kapansın DSP Genel Başkanı Masum Türker’i de CHP’den milletvekili adayı olsun.’ Öncelikle şunu söyleyeyim, DSP’yi ve Masum Türker’i milletvekilliği tatmin etmez. DSP üç kez hükümette bulunmuş bir partidir ve iktidara ortak olabilecek bir oluşumun içinde yer alır. Kişisel olarak da beni ne milletvekilliği tatmin eder, ne de bakanlık. Ben milletvekili de oldum, bakan da oldum. Beni tatmin eden şey DSP’nin iktidarında yer alabildiği bir oluşumun içinde yer almaktır. Bu görüşmelerde ‘DSP’yi kapatın, genel başkanınızı milletvekili yapalım’ söylemi çok doğru bir söylem değildir. Bizim böyle bir talebimiz olmaz, olamazda. Çünkü ben kişisel olarak ben tatmin olmam, DSP hiç olamaz.”
Türker, CHP’nin önerisini ile ilgili olarak, “Madem ki çok istiyorlar bu konudaki kararlar kurultaylarda alınır ve konudaki kurultayları toplama iradeleri genel başkanlardadır. Genel Başkanlar kurultaya davet ederler. Ben buradan CHP’nin Genel Başkanına sesleniyorum, samimiyseler, yanıt verirlerse gerçekten iktidara talipler değilse benim bir şey söylememe gerek kalmaz. Eğer samimiyseler gelsinler aynı gazetede ilan verelim. Eş zamanlı kurultay yapalım. Bizim kurultayımız yan tarafta bu konuda birleşme kararı alırken yan tarafta da onların önerdiği kendi amblemlerine altı okla güvencinin beraber olacağını kararlaştırsınlar ve bir şey unutuyorlar bizim de bu birleşmemiz aynı anda kabul etmeleri gerekir ki bizim partimizin mevcut mal varlığı Hazine’ye değil yine siyasetin emrinde devam etsin. Bu konudaki irade beyanı o gün orada toplanacak kurultayın irade beyanıdır. Madem ki böyle bir talepleri var bu taleplerini yerine getirmelerin yolu siyasi patiler kanununa ve iki partinin tüzüğüne göre kurultayların yapılması gerekir. Bu kurultayları yapalım ve götürelim. Biz şuana kadar yapılan görüşmelerde CHP adına davranan yönetiminin iktidar odaklı bir çalışma talebi içinde olmadığını görüyoruz. Buradan çağrıda bulunuyorum. Türkiye bir iktidar alternatifi olarak iktidara talip bütün kesimleri kucaklamış ve solda birlik platformu oluşturarak solun iktidar yolunu açabilecek ve merkezde toparlanmış olan orta kesime, emekçilere, yoksullara özellikle hizmet edecek bir siyasal anlayışı götüre bilmek için önümüzde çok kısa bir zaman kaldı. Doğru olan buna anamuhalefet partisi olarak sol adına şuanda parlamentoda olan CHP’de bir sol olduğunu hissedip bunu devreye sokmasıdır” ifadelerini kullandı.

“DSP OYLARI BÖLÜYOR DİYENLERİN ARTIK HAKKI KALMADI”
“DSP sol oylarını bölüyor” yönündeki açıklamaları da eleştiren Türker, “Geçmişte sıkıştıkları zaman ‘DSP oyları bölüyor, sol bölünmüş’ dediler. Biz gittik ‘gelin solu bütünleştirelim, birlik platformu oluşturalım’ dedik. Bu çağrımıza yanıt gelmedi. Bugünden sonra medyada özellikle bize oy verilmesini engellemek için ‘oyları bölüyorsunuz’ diyen hiçbir yazarın hiçbir çizerin hakkı kalmadı. Hiç kimse DSP’yi bir bölen olarak nitelendirmeyecek, biz buradan bugüne kadar oylar bölünmesini diğer partilerine veren solcuları artık partinize oy vermenin zamanı geldi diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
(İHA)