Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Bunlar Doğu’dan tehditle oy almaya çalışıyorlar. Sen oradaki gariban Kürt’ü haraca bağladın. Oradaki gariban Kürt’ün çocuğunu dağa kaçırıyorsun. Bugün Kürt’e PKK’dan başka eziyet eden var mı" dedi.
HAK-İŞ’e bağlı Hizmet-İş Sendikası’nın 12. Olağan Genel Kurulu Kızılcahamam Çam Hotel’de gerçekleştirildi. Genel Kurula Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Hak-İş ve Hizmet-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, yerli ve yabancı konuklar, delegeler ve çok sayıda davetli katıldı.
Genel Kurulun açılış konuşmasını yapan Akdoğan, “Hepimiz aslında aynı ideallerin peşinde koşuyoruz. Biz millete hizmet ediyoruz. Siz de işçilere hizmet ediyorsunuz. Bu anlayış ile hep hizmetkar olarak çalıştık. Yeni akit yapmaya hazırlıyoruz. Aslında akitleşme yapmaya hazırlanıyoruz. Emek kutsaldır bundan dolayı çalışmak ibadet olarak algılanmıştır. İşçilerden kesilen 15 katrilyon paranın işçilere geri ödenmesi için çalışmalar yapıldı ve işçinin parası işçiye ödendi. İşçinin sırtından kimse geçinmeyecek, bu bereket getirmektir. İşte onun bereketiyle çılgın projeler yapıyor. Onun bereketiyle 10 - 15 trilyonluk yatırımlar yapılıyor. İşçinin alın terinin ödenmesinin bereketi ile yapılıyor. Özel sektör baktığımızda halen sorunlardan biri sendikasızlaştırma ve taşeronlaştırma yapılmaktadır. sendikasızlaştırmanın son bulması ve AK Parti döneminde grev ve sendika olarak ters bakılan şeyler partimizin zamanında anlam kazandı. Hep birlikte hareket edildi. Birileri bize donkişotluk yapıyor diyorlar. Kiminle mücadele etmek gerekiyorsa, o statüko için mücadele verdi. Millet bizim arkamızda olduğu sürece bu noktaya geldi. Aslında Türkiye’de taşeron sıkıntısı var. Bir dönem insanları sokağa çağırıyorlardı. Şimdi seçim zamanı biz sokaklarda siz neredesiniz arkadaşlar. Peki nasıl siyaset yapacaksınız? Senin bir vizyonun yoksa, bir projen yoksa, sadece popülizm yapıyorsan, bu nasıl bir siyasettir. İşte bunların hepsini ortadan kaldırmak lazım. Neler yapıldığı ile ilgili başkanımız söyledi. 1 Mayısların yapılması, sendikalar kanunu, 4/C meselesini hallettik. Konut edindirme sorununu hallettik. Daha pek çok mesele var ama hepsini söyleyecek değilim. 6417 karayolu işçinin kadroya geçirilmesi ve taşeron işçilere kadro verilmesi gibi bir takım düzenlemeler oldu” diye konuştu.
‘Eğer bir sorun var ise bu sorunları hep birlikte çözeceğiz’ diyen Akdoğan, “Bugün millet ne diyor. Onlar konuşur AK Parti yapar diyor. Güven ve istikrar sayesinde bizler güçleniyoruz. 27 Mayıs’ta bir anma yaptı. O dönemde bir vesayet hükümeti kurdular. 10 yılda bir müdahale yaptılar. Hükümetimizi yıkmak için her türlü karalama propagandaları yaptılar. Gezi olaylarını, 17 Aralık oylarıyla, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ortak aday çıkardılar. Biz birileri gibi eğilip bükülmedik. Dik durduk. Gezi olayları niye oldu biliyor musun? Düğmeye bastılar. Türkiye IMF’ye borcunu ödedi. 3. köprünün temeli atıldı. Arkasından başka olayları getirdiler. Sonra Mısır olayları çıktı. Kumpaslar kurdular. HAK-İŞ gibi konfederasyon ve HİZMET-İŞ gibi sendikalar sokağa çıktılar. Recep Tayyip Erdoğan’ı yedirmeyiz dediler. Millet oyunu bozdu. Şimdi son bir oyunu ortaya koydular. HDP’yi zorla parti olarak seçime soktular. Onlar da inanmıyorlardı. Barajı geçemezseler ortalığı karıştıracaklar, tehdit ediyorlar. Allah aşkına bu millet eyvallah eder mi? Bu millet tehditlerinize pabuç bırakmaz” ifadelerini kullandı.
HDP’nin güç kazanmasının demokrasinin güç kazanması anlamına gelmediğine dikkat çeken Akdoğan, “Çünkü terör örgütünün vesayeti altında bir yapı. Milletvekilleri listelerini Kandil belirliyor. Onların dediği oluyor. Milletin seçtiğinin dediği olmuyor. Bu yüzden onların güç kazanması, demokrasinin güçlenmesi değildir. Yüzde 9’u geçti Selahattin Demirtaş, daha mı demokratik oldu? 45 gün sonra insanları sokağa döktü. 50 insan hayatını kaybetti. Yüzde 10’u geçerse aynı şeyi yapmayacağının garantisi var mı? Siyaset kurumu ilk defa bu kadar şantaja açık hale geldi. Bunlar şiddetle yoğrulmuş bir anlayış. İnsanları tehdit ediyorlar. Dün iki kişi Şırnak’ta öldü. Mayıs’ta 96 kez AK Parti saldırıya uğradı. Şimdi diyor ki Kandil; ’Ben tehdit etmeyeceğim seçim zamanlarında’ senin varlığın demokrasi için tehdittir. Bunlar Doğu’dan tehditle oy almaya çalışıyorlar. Sen oradaki gariban Kürt’ü haraca bağladın. Oradaki gariban Kürt’ün çocuğunu dağa kaçırıyorsun. Bugün Kürt’e PKK’dan başka eziyet eden var mı? Hizmet eden bir devlet var. Tehdit eden bir örgüt var. Bugün hastalıklı bir yapı var. Bunu görmek gerekiyor. Bunlar Türkiye partisi olacakmış, nasıl olacaksın? ’Ermenilere soykırım yaptık’ diyerek mi? Din dersini kaldırarak, ’Diyanet’i kapatalım’ diyerek mi Türkiye partisi olacaksın? Bu kandırmacaya gelmemek lazım” şeklinde konuştu.
(İHA)