Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Okyanusun ötesi deyip küfredenler aynı şekilde yine küfreden ana muhalefet şimdi bakıyorsunuz birbiriyle bambaşka… Artık böyle tamamen kardeş haline gelmişler” dedi.
TRT Özel yayınında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Nasuhi Güngör’ün moderatörlüğünde Akif Beki, Saadet Oruç, Hilal Kaplan ve Mahmut Övür’ün sorularını yanıtladı.
“Paralel yapıyla ilgili bazıları gündemin dışında duruyor. Durumun farkında ve olayın vahametinden haberdar olmayanları nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusunu Erdoğan, şöyle yanıtladı:
“Bunun menşeinde, kökeninde çok büyük gariplikler var. Bakın bunların bir kısmının geçmişte farklı ilişkilerinin olduğunu görürsünüz ve o farklı ilişkiler şimdi ben menfaat ilişkileri noktasında şu anda hükümetten veya hükümetin ilgili olduğu birimlerden koptum veya uzaklaştırıldım diyerek tavır takınanlar var. Şimdi kalkıp bu hükümet veya şu anda ben bu makamdayım milletim buraya getirdi burada halkımın menfaatlerini korumak benim birinci görevimdir ve bunun için de hükümetimizle birlikte müşterek adım atmak durumundayım. Burada bu tür birlikteliği sürdürenlerin bütün gayreti acaba bu birliği nasıl bozabiliriz. Biz buna fırsat vermeyiz. Bunun için de elimizden gelen her türlü gayreti ortaya koyacağız ve akli selimin kolektif aklın ortak aklın inşallah milli irade istikametinde yürüyüşüne zemin hazırlayacağız. Temenni ederim ki 7 Haziran’da bunun güzel bir zemini olur. Çünkü muhalefetin yaklaşım tarzlarına baktığımız zaman biz üzülüyoruz. Böyle bir yaklaşım tarzı olamaz. Yani okyanusun ötesi deyip küfredenler aynı şekilde yine küfreden ana muhalefet şimdi bakıyorsunuz birbiriyle bambaşka… Artık böyle tamamen kardeş haline gelmişler, dayanışma haline gelmişler ve böyle bir çalışmayı şimdi rahatlıkla sürdürebiliyorlar. İşte orada da bakıyorsunuz bazıları bunu hazmedemediği için veryansın ediyor. Bunlar her an olabilir. Yeter ki menfaat odaklı bir yaklaşım içerisinde olmasınlar. Ben bu tür yaklaşımların neticeye kavuşacağına hiç ihtimal vermiyor. Ben diyorum ki hak hakimdir, hak galip gelecektir ve şuanda da biz bu samimi niyet içerisinde yolumuza devam ediyoruz.”
“Cizre’deki olaylarla ilgili. Paralel yapı ile ilgili tartışmalar var. Cizre’de olup bitenleri HDP paralel yapı ile ilişkilendiriyorlar. Sizin bilgileriniz teyit ediyor mu bunu?” sorusu üzerine ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kısmen… Bunu genellersek burada bir yerde haksızlık olur. Şimdi Sayın Dicle bu ifadeleri kullanırken adama sorarlar, Sayın Dicle buranın belediye başkanı kim veya hangi partiden. Bu kanalları açanlar bu yolları böyle yaranlar o iş makinelerinin üzerinde yazıyor. Belediyenin adı yazıyor. Bunlara yönelik mesela çok enteresandır onarım masrafları çıkarıyorlar. Bu onarım masrafları onarılması gerektiği için değil parasal kaynak temin etmek için. Şimdi bunların hepsi gelen bilgiler arasında. Bütün bu gerçekler ortada iken kalkıp da bunun da onlar tarafından yapıldığını söylemek anlaşılır değil. Bunları görmek lazım. Sayın Dicle’nin bunu bir kenara gizlemesi mümkün değil. Çünkü bunlar şu anda İçişleri Bakanlığımızın çok açık net tespitleri arasındadır ve maalesef bölgedeki malum partinin mensubu olan belediyeler bu çalışmaların içerisinde yer alıyorlar ve bu çalışmaların içerisinde yer almak suretiyle de çözüm sürecini de şu anda engelliyorlar. Bakın biz Cizre’ye havalimanı yaptık. Açılışını bizzat gittim ben yaptım. Ama gönlüm arzu eder ki Yüksekova’da hava limanı da bitmiş olsaydı da oranın açılışını Başbakanımız ile birlikte gidip yapsak. Niye benim Kürt kardeşim niçin karadan gitsin. Ama istiyoruz ki havadan da rahatlıkla gelebilsin. Biz bunun gayreti içerisindeyiz. Önünü kesiyorlar. Hadi gelin bu konuda devlete, hükümete yardımcı olun. Olmuyorlar. Niye? Çözüm süreci işlemesin. Bütün bunların hepsi çözüm sürecinin başlıklarıdır. Şöyle on yıl öncesine baktığımız zaman temel hak özgürlükten tutunuz mesela televizyonlardaki yayınlara varıncaya kadar bütün bu adımları atan hükümetlerimiz olmuştur. Bütün seçim kampanyalarında kendi dillerinde yayınları yapabilme bunun imkanını getiren biz olduk. Ret, inkar politikalarını ayaklarımızın altına alan biz olduk. Olağanüstü hali kaldırdık. Ben partinin başındaydım Abdullah bey başbakandı o dönemde bir buçuk ayda söz verdik kaldırdık. İlk iş onu yaptık. Olağanüstü hali kaldırdık. Neler getirdik neler. Daha çok yapılacak iş var. Ama bütün bunlar olurken devlete, hükümete farklı bir şekilde yaklaşmak ve uluslararası birçok camiada yalan yanlış yaptıkları kampanyalarla Türkiye aleyhine bu tür faaliyetleri sürdürmek herhalde siyasi adapla bağdaşmaz diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
(İHA)