CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, "70 maddelik bir kanun teklifini bugün itibariyle Meclis Başkanlığı’na sunacağız. Yaklaşık 21 kanunda değişiklik öngörüyoruz. 18 yeni madde ihtası var, 44 maddenin de yürürlükten kaldırılmasını istiyoruz" dedi.
Tanrıkulu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Sözlerine "Umarım bugün komisyonun alacağı karar Türkiye için hayırlı olur" diyerek başlayan Tanrıkulu, toplumsal barış ve demokrasi için Meclis Başkanlığı’na TBMM İçtüzüğü’nde ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’ni sunduklarını açıkladı. Tanrıkulu, "Temel hak ve hürriyetlerin etkin bir şekilde korunması ve Kürt sorununun barışçıl çözümü için vazgeçilmez bir şart olan demokratik zeminin oluşturulmasına yönelik 70 maddelik bir kanun teklifini bugün itibariyle Meclis Başkanlığı’na sunduk. Yaklaşık 21 kanunda değişiklik öngörüyoruz. 18 yeni madde ihtası var, 44 maddenin de yürürlükten kaldırılmasını istiyoruz" dedi.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin çözümü başka yerde değil parlamentoda araması gerektiğine işaret eden Tanrıkulu, verilen kanun teklifinin CHP Grubu’nun onayıyla Meclis Başkanlığı’na sunulduğunu söyledi. "CHP olarak Türkiye’nin toplumsal barışından yanayız, çözümün de Meclis’te olmasını isteriz" diyen Tanrıkulu, "Zaten daha önce bu çerçeveyi Sayın Genel Başkanımız da çizmişti. Şimdi gerekçelerini yenileyerek daha güncelleyerek, derli toplu bir şekilde Meclis Başkanlığı’na sunduk" şeklinde konuştu.

"KOL KOPARMA, KAFA KESME IŞİD YÖNTEMLERİDİR"
Açıklamalarının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplayan Tanrıkulu, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun "Yolsuzluğa bulaşan kardeşimiz olsa kolunu koparırız" sözlerinin hatırlatılması üzerine, "Kol koparma, kol kesme IŞİD yöntemleri. Başbakanın IŞİD yöntemlerini önermesine gerek yok. Daha 2-3 gün önce internette görüntüler yayınlandı, IŞİD hırsızlık yapanın kolunu kesiyordu. Dolayısıyla Başbakanın IŞİD yöntemlerini Türkiye’ye önermesine gerek yok. Önereceği yöntem, hukuk devleti yöntemleridir. O da nedir; suçlanan bakanlarını, milletvekillerini aklanması için Yüce Divan yolunu açar, adil bir biçimde yargılanırlar. Dolayısıyla yöntem IŞİD’in yöntemleri değil, ’kol kesme, kol koparma, kafa kesme’ yöntemleri değil hukuk devleti ilkeleridir. Türkiye, hukuk devleti olmak zorundadır. Kafaları ve zihniyetleri o tarafa çalıştığı için o yöntemler akıllarına geliyor" yanıtını verdi.
"Soruşturma Komisyonu’nda Yüce Divan kararı bekliyor musunuz?" sorusuna Tanrıkulu, "Eğer kendilerini suçlu hissetmiyorlarsa aklanma haklarını kullanmak zorundadırlar. Eğer Adalet ve Kalkınma Partisi böyle bir şeyin olmadığına inanıyorsa adil yargılanma ilkeleri çerçevesinde bu milletvekillerini yargılama yolunu açmalıdır. Aksi taktirde yolsuzluk, rüşvet ve hırsızlığın üstünü kapatmış olacak" karşılığını verdi.

"SÜREÇ DEMOKRATİK DEĞİLSE SONUÇ BAŞARILI OLMAZ"
Çözüm süreci konusunda gelinen noktanın hatırlatılması üzerine Tanrıkulu, "HDP kanadı, bu sürecin şeffaf yürümesinden yanaymış, öyle ifade edilmiştir. Ancak hükümetin hassasiyetleri nedeniyle şeffaflıktan uzak bir süreç, gizli bir sürecin yürütülmesi önerisi hükümetten gelmiş. Öteden beri biz bu sürecin şeffaf olmasını, gizli olmamasını, toplumun tüm taraflarının katılmasını ifade etmiştik. Parti olarak da ’bize bilgi verilsin’ demiştik. Hükümet kendisinden emin değil ki sürecin şeffaf yürümesine karşı çıkıyor. Hükümetin kendine güveni yok, bir de siyaseten korktuğu taahhütler altına girmiş olabilir. 10 Temmuz’da çıkan çözüm süreci yasasında hükümetin yasal görevi var. O da kamuoyunun süreçle ilgili düzenli aralıklarla bilgilendirilmesi. Şu anda hükümet bilgi vermemekle kendi çıkardığı yasaya da aykırı davranıyor. Benim önerim, gizli yürütülen süreçten bir barış ortamı çıkmaz. Süreç demokratik değilse sonuç başarılı olmaz" ifadelerini kullandı.

"HDP’NİN KENDİ BAŞINA VEYA BAŞKA SEKİLDE SEÇİME GİRMESİ KENDİ TAKDİRİDİR"
HDP’nin AK Parti ile seçim ittifakı yapacağı iddiasına ilişkin soruya da cevap veren Tanrıkulu, "HDP’nin kendi başına, bağımsız veya başka şekilde seçime girmesi kendi takdiridir, sonuçlarına kendileri katlanırlar. Ancak sonuçları sadece kendileriyle sınırlı kalmaz. Eğer barajın altında kalıyorlarsa Türkiye bakımından siyasal sonuçları çok ağır olur. Bunun kabahati de barajı düşürmeme konusunda bugüne kadar adım atmayan, önerileri elinin tersiyle iten AK Parti olur. Bunun siyasi bedeli ağırdır" dedi.
Tanrıkulu, Şişli Belediyesi’nde yaşanan olaylara ilişkin ise, "Türkiye’de bin tane ilçe belediyesi var ve hepsinin sorunu vardır. Onun hangi amaçla gündeme getirildiğini biliyoruz. Bunları biz parti hukuku çerçevesinde aşarız, dolayısıyla Başbakan önce bugün yargılanan 4 bakan arkadaşı için iki, üç cümle söylesin" ifadelerini kullandı.
(İHA)