İsrail ve Filistin Arasındaki Çatışmalar Ateist Siyonistler Tarafından Organize Edilmektedir.

Irkçı bir ideoloji olan Siyonizm'i Materyalist ve emperyalist akımlar, yüzyıllardır savaş, işgal ve yıkımlara neden olmakta ve insanlık için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. İşte böyle bir ortamda İslam ülkelerinin de güçlü bir birlik oluşturmasının önemi çok daha iyi anlaşılmaktadır.


Irkçı bir ideoloji olan Siyonizm'i benimsemiş olan bazı Yahudilerin, Filistinli ve diğer pek çok Ortadoğulu Müslüman’a karşı acımasız bir işgal, baskı ve soykırım politikası yürüttüğünü delilleriyle görmekteyiz. Elbette adaletli ve vicdan sahibi her insan, bu haksız zulmü kınayacaktır ve bu kınamada haklıdır.

Fakat bu çözüm yolu değildir.


Kınamak, lanet etmek, resmi yoldan protesto çekmek, kahrolsun demek, bomba ve roket atmak hep tehdide, nefrete ve karşı tarafı öldürmeye, kışkırtmaya, savaşı körüklemeye, yönelik yöntemler ve izahlardır.

Eğer İslam âlemi güçlü, istikrarlı, büyük bir medeniyet olmak, dünyaya her alanda yön vermek ve ışık tutmak istiyorsa, birlik halinde hareket etmek zorundadır.

Bir Kuran ayetinde: “Ve haklarına tecavüz edildiği zaman, birlik olup karşı koyanlardır.” (Şura Suresi, 39) şeklinde buyrulmuştur. Yüce Rabbimiz bizlere, yeryüzündeki haksızlık ve ağır insan hakları ihlallerine karşı birlik olup fikri mücadeleyle karşı koymayı emretmektedir.

Yüce Allah, Müslümanların birlik olması gerekliliğini yine bir ayetinde şu şekilde bildirmektedir: “İnkâr edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur.” (Enfal Suresi, 73)


Derdimiz Yahudiler değil şimdi Filistin de Müslümanları öldürenler gibi yıllar önce sırf Allaha inanıyorlar diye Yahudileri de katleden katil Siyonistlerdir. Syonizmin İsrail halkıyla alakası yoktur. Her topluluğun için şer olanlar olduğu kadar hayırlı insanlarda vardır onun için hiçbir milletin tamamını suçlamamalıdır.

İsrail de ki suçsuz halk dinsiz Marksist , Leninist Darwinist olan yöneticilerinin suçunu yüklenemez..

İsrail peygamber ismi, İsrailli ateist yöneticiler zulüm yapıyor, buna İsrail halkı ve Yahudilerde de karşı. Her daim ,ne zaman İsrail Filistin’e vursa Yahudiler saldırıya karşı çıkan eylemler yapıyorlar Avrupa da..

Bir ayette Allah şöyle buyuruyor.(Onların hepsi bir değildir. Kitap Ehli'nden bir topluluk vardır ki, gece vaktinde ayakta durup Allah'ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar. (Ali İmran Suresi 113)

Irkçı ve zalim bir ideoloji olan Siyonizm'e karşı olmak haktır.

Aynı şekilde, ırkçı ve zalim bir ideoloji olan antisemitizme, yani Yahudi düşmanlığına da karşı olmak gerekir. Çünkü inancımız, dünyadaki her millete ve her inanca karşı adalet ve hoşgörüyle davranmamızı gerektirir.
Allah bir Kuran ayetinde, her toplum için adaleti ayakta tutmayı şöyle emretmektedir:

"Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahitler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. Öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın. Eğer dilinizi eğip büker (sözü geveler) ya da yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.
" (Nisa Suresi, 135)


İslam coğrafyasının pek çok yerinde zavallı kadınlar, çocuklar ve yaşlılar ihtiyaç içinde zulümden kurtarılmayı beklemektedirler. Bu masum insanların sorumluluğu herkesten önce, İslam dünyasının üzerindedir.

Coğrafyamızda yaşanan acıları görmezden gelmek vicdansızlıktır.

Müslümanlar, 'evimde sorun yok, işimde sorun yok, ticaretim aksamıyor, çocukların okullarında da mesele yok' deyip bir kenara çekilmeyi tercih etmemelidirler.
Hele de İslam coğrafyasının kan ağladığı bu günlerde, neme lâzım deyip, rahatlık sevdasına düşüp kendini tembellik döşeğine atmak zamanı değildir!”
Bu bela sessiz kalıp çözüm aranmadıkça bizi de vuracaktır.

Zulme göz yummak, umursamamak Allahın bizden istediği el emri bil maruf ven nehyi anil münker iyiliği emer kötülüğü neyh etme emrini görmezden gelmek olur.
Zulme tepki göstermiyorsak onların yaptıklarını zaten onaylamış olmaz mıyız?

Size ne oluyor ki rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize katından bir veli koruyucu sahip gönder, bize katından bir yardım eden yolla diyen erkekler kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına mücadele etmiyorsunuz? 4/75)

Allah bu ayette Müslümanların, mazlum ve suçsuzların katliamlarına neden seyirci kaldığını sormuştur. "Cihat" kelimesinin tam karşılığı "gayret"tir. Yani İslama göre, "cihat etmek", "çaba göstermek, gayret etmek" anlamına gelmektedir.

Sadece dua ederek beklemek çözüm değildir!

Şurası unutulmamalıdır! Allah mazlumlara yardımı bizden istiyor, sadece bir kenarda durup katledilen Müslümanlara ağlayarak sadece, dua ederek Allah tan mazlumlara karşı yardım bekleyerek seyretmemizi değil fiili dua etmemizi, çaba sarf etmemizi, mücadele etmemizi, gayret etmemizi istemektedir.

Bu Zamanda En Büyük Farz Vazife, İttihad-ı İslam'dır"diyor.Bediüzzaman. SaidNursi hazretlerinin söylediği ne kadar doğru ve önemli bir tespit ittihadı İslam’ın olması bu zamanda tek çözüm İslam âleminin birleşmesini istemektir, İnşallah bunun için hem fiili dua, hem sözlü dua etmek gerekir.

Türkiye İslam âlemin de ayakta duran güçlü bir ülke olmanın sorumluluğuyla hareket etmeli ve peygamber evlatları olan İsrail ve Filistin arasında arabulucu olarak görev üstlenmelidir ve yüzyıllarca bir arada huzur içinde yaşamış olan Yakup oğulları ile İsmail oğullarının yeniden barışa kavuşmasını sağlamaktır.

Türkiye ve İsrail, Filistin arasında da bir birlik oluşturulması gerekmektedir. Türkiye ile İsrail Filistin beraber hareket ettiğinde, beraber karar aldıklarında onlarca yıldır çatışmalar ve bombalamalar nedeniyle kan gölüne dönen bölgede yüce Allah’ın izniyle gerçek barış ve huzur ortamı sağlanacaktır..

Sadece Filistin'de değil, Afganistan'da, Irak'ta, Mısır'da, Suriye'de, Doğu Türkistan'da, Araka’nda, Fas, Tunus, Cezayir'de yani dünyanın her yerin de Müslüman katliamı var. Türkiye’nin öncülüğünde oluşacak İslam birliği Orta doğuya bütünüyle barış getirecektir.

İslam Birliği kurulmadığı müddetçe bu katliamlar devam edecek, Allah korusun belki de daha da artacaktır.

İslam dünyası, yalnızca tek bir vücut gibi birlik olarak hareket ettiği takdirde ayakta kalabileceğini unutmamalıdır.

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin Lemalar adlı kitabında (21. Lema) belirttiği gibi, bir bedenin tüm organları ancak “birlik” olduğu zaman huzur içindedir. Ve tüm bu organlar, aynı bir fabrikanın dişlileri gibi uyum ve bütünlük içinde çalışırlar: “Çünkü nasıl insanın bir eli diğer eline rekabet etmez, bir gözü bir gözünü tenkit etmez, dili kulağına itiraz etmez, kalb ruhun ayıbını görmez. Belki birbirinin noksanını ikmal eder, kusurunu örter, ihtiyacına yardım eder, vazifesine muavenet eder. Yoksa o vücud-u insanın hayatı söner, ruhu kaçar, cismi de dağılır diyor.

Tekrar ediyorum: Dünyanın onlarca ülkesinde Müslümanların maruz kaldığı dehşet, sefalet, korku ortamının kesin bir şekilde son bulması için Müslümanların ittifak etmesi şarttır. Müslümanlar bu gerçeği görmeli ve bir an önce İttihad-ı İslamın kurulması için ellerinden geleni yapmalıdırlar. inşallah..

Savaşlara karşı çözüm, barıştır, sevgidir, şefkattir. Başka bir çözüm olamaz.