Türkiye genelinde okunan cuma hutbelerinde, dünyada yaşanan terör olaylarının İslam dini ile ilişkilendirilmek istenmesine tepki gösterildi.
İslam’ın hızlı yayılışına ve insanların akın akın onu kabul etmesine tahammül edemeyen güçler olduğuna dikkat çekilen Cuma hutbesinde, “Bu ilerleyişin önüne geçmek ve İslam’ın rahmet yüklü mesajlarının insanların kalplerine yerleşmesini engellemek için her türlü yola başvurdular. Bugün de bazı çevrelerce Din-i Mübin-i İslâm ve Müslümanlar terör ve şiddetle özdeşleştirilmek istenmektedir. İnsanların kalplerine İslâm korkusu yerleştirmek amacıyla yüce dinimiz İslâm’a ve onun peygamberine karşı organize bir şekilde çok çirkin bir karalama kampanyası yürütülmektedir. Amaç açıktır; İslam’ın yayılışına ve gelişmesine engel olmak. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de sürdürülen bütün bu çabaların başarısızlıkla neticeleneceğine inancımız tamdır. Hiç şüphesiz biz biliyor ve iman ediyoruz ki Allah katında geçerli olan yegâne din İslâm’dır. Yine biliyor ve iman ediyoruz ki kim, İslam’dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden böyle bir din asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır” denildi.

"İSLAM ŞEFKAT DİNİ"
İslam’ın rahmet, merhamet ve şefkat dini olduğuna vurgu yapılan hutbede, şu ifadelere yer verildi:
“İslam’ın amacı, insanı hem dünyada hem de ahirette mutlu etmektir. Bütün insanların barış, huzur ve esenlik içerisinde yaşadığı bir dünyayı var etmektir. Ancak bugün, İslam’ı ve onun peygamberini tanıtma ve doğru temsil etme konusunda biz Müslümanların eksikleri olduğunu da unutmamalıyız. Üzülerek belirtmek gerekir ki; bizler, İslâm’ın hak ve adalet anlayışını, Peygamberimiz’in çağlar üstü örnekliğini ve üstün ahlâkî vasıflarını insanlık ailesinin tüm fertlerine güzel bir dille, hikmetli bir üslupla yeterince sunamadık. Genç nesillerin duygu ve düşünce dünyalarına yeterince hitap edemedik. O halde öncelikli vazifemiz, müntesibi olduğumuz yüce dinimizin güzelliğini tüm insanlara anlatmak, çağların dini İslâm’ı çağımıza öğretmektir. Bu ulvi gaye için var gücümüzle çalışmaktır. Hiçbir zaman tefrikaya düşmemektir. Asla fitne bataklığına saplanmamaktır. Fakirlik ve geri kalmışlıktan bir an önce kurtulmaktır. Cehaleti ilim, hikmet ve marifetin aydınlığıyla yok etmektir. Yeni bir medeniyet yolculuğunda İslam’ın ilerleyişine engel olmak isteyenlere asla fırsat vermemektir”