Almanya’da yaşayan İlhan Apaydın adlı Türk vatandaşının ve Alman kiracılarının yaşadığı eve atılan molotofkokteyli son anda fark edilerek söndürüldü.
Almanya’nın Schleswig-Holstein eyaletine bağlı Lauenburg kentinde yaşayan Türk vatandaşı İlhan Apaydın’ın evine cumartesi sabahı molotofkokteylli saldırı düzenlendi. Apaydın’ın kiracısı Alman ailenin yaşadığı evin açık penceresinden içeri atılmak istenen molotofkokteyli, çatıya çarparak bahçede bulunan sandalyenin üzerine düşerek alev aldı. Kısa sürede büyüyen yangını fark eden İlhan Apaydın’ın İtalyan komşusu, bölgeden koşarak uzaklaşan iki kişiyi gördüğünü ifade etti.
Kuzey Almanya Giresunlular Derneği Başkanı olan İlhan Apaydın, gece geç saatlerde eve geldiğini ifade ederek, “Geç saatlerde eve geldim, saat 04.30 gibi yattım ve o zamana kadar ışık yanıyordu. Ben bunları sonradan idrak edebiliyorum, benim yatmam beklenmiş. Yarım saat sonra yani 05.10’da polis tarafından uyandırıldım. Kalktığımda burası alev içindeydi. Geldik baktık” dedi.
Çatının üzerindeki pencerenin hedef alındığını ifade eden Apaydın, “O isabet etmeyince kiremiti parçalıyor. Cam açıkmış, sonra buraya denk geliyor ama patlamıyor. Yere düşüyor ve yere düşünce patlıyor. Ben kalktığımda alev binanın üst taraflarına çıkmıştı” ifadelerini kullandı.
Molotofkokteylinin sandalyenin üzerine düştüğünü belirten Apaydın, “Bu kalıntılar sandalyenin kalıntıları. Bu da gördüğünüz gibi o molotofkokteylinden kalan parça, burada herhalde şişenin bir parçası. İşin ilginç tarafı burada bir molotof kokteyli patlıyor. Sabah birisi görüyor bunları, görünce kaçıyorlar iki kişi. Buradan atlayarak kaçıyorlar. İtalyan komşu işe giderken görüyor, onlar kaçıyorlar. Daha sonra birisi geldi buraya ve bir tane daha molotof kokteyli olduğunu söyledi. Olay anlaşılıyor ki hedef ya iki taraftan da sarmaktı ya da ikinci molotof kokteylini ikinci Türk’ün evine atmaktı. Bunu bilmiyoruz tabii. Benim istediğim polislerin bunu aydınlatması. Benim şahsi meselem mi, kiracıların meselesi mi, yoksa bu yabancı düşmanlığı mı bunu bilmek istiyorum. Çünkü çocuklarımızı burada bırakıp çalışmaya gidiyoruz, bu ülkeye yatırım yapmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Kimseyi suçlamak istemediğini de ifade eden Apaydın, “Bana karşı ya da Türklere karşı yapıldı demiyorum. Şu olayı Solingen’den farklı görmüyorum. Biz şanslıydık burada, çünkü hedef ölümdü. Sabah o şokla buraları temizlemeye çalıştım. Polis buraların resmini çekti, sıcaklığın etkisi ile cam patlamış, camın resmini çekti. Yukarıda kiremit kırılmış, onun resmini çekti. Dedi ki salı günü sigorta numaranızı getirin, onun parasını alırsınız. Gittim yatmaya, ama yatmaya gittikten sonra olayın önemini anladıktan sonra kalktım. Zoruma gitti bu mesele, cam meselesi değil. Cam değil can meselesi. Biz burada yanabilirdik. Solingen faciası olabilirdi. Polisten şunu beklerdim, bunun faillerini bulacağız ve aydınlatacağız. Bu benim için yeriydi ve bekliyorum. Bu işin peşini bırakmayacağım. Çünkü rahat edemeyeceğim, işe gidemeyeceğim çocuklarımı burada bırakıp. Yarın akşam bunları yine yapmayacağını nereden bileceğim” dedi.
Olayı anlatan Lina Heinicke, “Bu sabah buraya bir molotofkokteyli atıldı. Gürültü ve bir komşunun uyandırmasıyla kalktık. Bahçede alevler vardı. Çok korktum. Sinirlerim bozuldu, hala çok korkuyorum. Polisi çağırdık, ikinci bir molotofkokteyli bulundu. Polis şişeyi parmak izi için alarak götürdü” dedi.
Wolfgang Heinicke ise, “Gürültüyle uyandık ve pencereden baktığımızda bahçede alevler gördük. O anda sadece bahçede bir şeylerin yandığını düşündük. Daha sonra bir kişi iki kişinin buraya bir şey attıklarını ve sonra kaçtıklarını söyledi. Daha sonra köpeğini gezdiren bir adam diğer tarafta bir başka molotofkokteyli olduğunu söyledi. İçinde benzin gibi bir maddenin bulunduğu bir şişeydi. Bunu kimlerin neden yaptığını bilmiyorum. Bizim burada kimseyle bir husumetimiz veya tartışmamız olmadı. Olay bize karşı mı yoksa Apaydın ailesine karşı mı yapıldığı konusunda bir fikrim yok. Bu evin iki girişi olduğu için belki de ikinci şişe Apaydın ailesinin oturduğu bölüm için düşünülmüştü” ifadelerini kullandı.
(İHA)