2007 yılında halk cumhurbaşkanını kendisinin seçmesi yönünde yapılan referandumda onayladı. .

Türkiye yine istikrardan yana oy kullandı. Tembelliğe değil, çalışkanlığa oy verdi.

Erdoğan yine meydanlardaydı!

14 partinin birleştiği çatı adayının meydanlarda bir tek mitingini dahi göremedik..

Biraz dindar, biraz Atatürkçü gösterilen, kendi tabanlarına hitap etmeyen, siyaset dışı bir adayı tercih etmek muhalefetin yaptığı en büyük hataydı. Muhalefetin adayı da siyaset adamı olmalıydı. Çünkü eski tarz bir cumhurbaşkanı seçilmiyordu artık!

Bu nedenle sonucu belli bir seçim oldu..

Atılabilecek bütün iftiraların yapıldığı, oynanan bütün oyunların oynandığı halde başarılı olunmadığını, korku siyasetinin hiçbir işe yaramadığını bu gün yine görmüş olduk.

Yıllardır Erdoğan’a yapılanlar, söylenenler film şeridi gibi geçti gözümden, muhtar bile olamaz derlerken Hz Yusuf gibi zindandan çıkıp, sultan oldu ülkesine elhamdülillah..

Erdoğan aldığı oylarla millet iradesinin tecellisi karşısında seçildiğini, diktatör olmadığını,Erdoğan’ın halkını ,halkının da onu çok sevdiğini dünyaya gösterdi.
Çıkan sonuçlara bakılınca oyları sadece ak parti seçmenlerinden almamış Sayın Erdoğan!

Bu seçimler sonucunda muhalefetin kendi yanlışlarını görüp, kazananı takdir etmeleri gerekirdi.

Bahçeli’nin konuşmasını CHP'lilerin açıklamalarını izledim.

Her zamanki gibi yine Seçim sonuçlarından bir ders çıkarmamışlar.

Muhalefet gösterdikleri adayın kazanmamasıyla Erdoğan’ı başbakanlıktan indirmenin başarısını görüyorlar kendilerinde! .

Bürokratik vesayet olarak görülen bir makamdı cumhurbaşkanlığı, Abdullah Gül sayesinde kısmen yıkılsa da bu gün halkın seçmesiyle bu vesayet tamamen yıkıldı.

Artık Koltuğunda pasifçe oturan bir cumhurbaşkanıyla değil, siyasete müdahil bir cumhurbaşkanıyla karşı karşıyayız.

Zaten Erdoğan yeni cumhurbaşkanının sembolik değil, icraatçı olacağını, koşan, terleyen bir cumhurbaşkanı olacağını söylemişti. Bilindiği gibi Tayyip Erdoğan’dan da aktif olmasını beklenir.

Cumhurbaşkanlığı öyle pasifliği gerektirecek bir makam değil, büyük yetkilerin makamıdır. Bu nedenle korkarım muhalefetin ilk işi cumhurbaşkanlığının yetkilerinin kısıtlanması için meclise önerge vermesi olacaktır.


O artık (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan)

• Erdoğan, yeni Türkiye'nin yeni Cumhurbaşkanı olarak konuştu.
Konuşmasında yeni Türkiye'ye ilişkin ipuçları vardı.
Milletin birliğini, beraberliğini temsil eden Cumhurbaşkanı olarak kucaklayıcıydı.
Tek millet tek vatan tek bayrak tek devlet dedi.
'70 milyonu muhabbetle kucaklayan bir Cumhurbaşkanı olacağım' diye seslendi. '
Siyasi görüşlerimiz farklı olabilir. Biz hepimiz bu ülkenin evlatlarıyız. Hepimiz bu ülkenin ortak sahipleriyiz diyerek birliğimize, bütünlüğümüze vurgu yaptı..
Başörtülü ve başı açık bayanlar arasında fark gözetmeyeceğini bildirdi.
Bir çağrısı vardı eski Başbakan, yeni Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın:
'Eski tartışmaları, gerilimi, çatışmaları eski Türkiye'de bırakalım.'
'Bu seçimde milletimin içinde kaybeden yoktur' dedi.
Peki, seçimin kaybedeni kim?
Erdoğan statüko ve, vesayet sistemi diye belirtti.

Türkiye sadece kendi cumhurbaşkanını değil ortadoğudaki, doğutürkistandaki Afrika’daki ezilenlerin bütün mazlumların liderini seçti. Ülkemde bir dönem daha bitti fakat yep yeni bir dönemle nice güzel günler geliyor. Seçimler sonrası, başta Sayın İlham Aliyev, Sayın Almazbek Atambayev, Sayın Nursultan Nazarbayev olmak üzere Türk Dünyasının liderlerinin samimi kutlamaları, geleceğe yönelik önemli bir mesaj içermektedir. Bizim gücümüz birliğimizdedir. Seçimimiz hepimiz için hayırlı olsun ve Türkiye liderliğinde İSLAM BİRLİĞİNE vesile olsun inşallah.